Depresyonun ilk haftasını devirdik;
bu hafta içersinde;
-intihar düşüncesi (sadece düşünce, eylemsel olarak bunu yap(a)mam)
-Sorumluluklarımı yerine getirmeme
-İnternete dalıp sanal-afyonlaşma
-babamla kapışma
-Annemin kalbini kırma (bugün konuştuk demekki ciddi bir şekilde tartışmamışız)
-Bir bayan arkadaşla kavga etmeye çalışıp küsüşmeye çalışma ve bir daha onla görüşmeme gibi modlara girme
(sağolsun hep alttan aldı,kavgacı tutumumu görmezlikten geldi,bende habire kavga edip bana küsüp,kızıp
çekip gitmesini bekledim,ama öle olmadı,
bunalım takıldığımın farkındaydı galiba)
-etrafıma karşı betonlaşma
(insanlar arasında üşüyorum,sadece bir kez dışarı çıktım bu hafta,o da uzun zamandır görmediğim bir arkadaşın gelmesi neticesinde oldu)
-eskisi gibi yemeklere dalmama
-kitap okumama (inanamıyorum,2 haftadır elime kitap almadım,en son ne zaman ben kitap okumamazlık etmiştim ki..)
gibi bişiler oldu.
sokağa uzun süre sonra ayak bastığımda kendimi dunyaya ilk kez ayak basan uzaylı gibi hissettim,bir ayna bulup dağınık uzun saçlarımı düzeltmeye çalıştım,tedirgin bir şekilde adımlarımı attım;ilk kez böyle şeyler oluyor bana…
Bundan sonra daha sık sokağa çıkmalıyım yoksa bu depresyonu böyle atlatamıyacağım.
büyüyorum ben galiba.
eskiden böle şeler olmazdı.
yorumlar
en önemli işaret buraya yazman. tanımlamaya çalışman, çözüm araman.. çözüm aramaya başlayınca, ki geçmesini istediğini gösteriyor, yavaş yavaş geçmeye başlıyor.
çarpıklıkları görmek, düzeltmeye yetmiyor.
…………………………………………………………..
ama,yine olucak yine olucak.Hep olucak.Güzel olansa uzun bi sürenin ardından,değişecek bişeylerin olması.O da olunca,o kadar alışık oluyosun ki depresyona öyle kalmak istiyosun bi yandan da.Düzeltmekten yana çaba çok zor geliyor.Böyle ıkına ıkına.Umarım çok geç kalmamışsındır.
kendini verebileceğin bişeyler vardır derler ya hani. bi psikiyatriste gidersin, senin kimyanı yoluna sokar sen de öyle şeyler yaşamadan, pek bi şeyden rahatsız olmadan, günlük yaşantına, günlük dönencene kavuşursun.
işte benim en korktuğum şey budur her zaman. UYSALLAŞMAK. benim yağın bitmiş diye, güzelce yağlayıp makinadaki uygun yerime, full-functioning(buna türkçe karşılık bulamadım) bir birey olarak yerleştirilmem.
hayır ben bu makinayı bozmaya geldim. ve tek tutanağım da budur. çabalarımın sonucunu hiçbir zaman alamayacağım belki ama hayat hayattır. ammaaan ne diyorum ben ya.
birilerinin böyle pes etmesi beni çok sinirlendiriyor. katılmıyorum şamo’ya, katılmak istemiyorum.
ben arada bir depresyona girer girer çıkarım. geçiyo bi süre sonra, geriye dönüp baktığımda “oha lan ne kadar salakmışım, kafaya baktığım şeyede bak” diyorum.
insanları ilaç bağımlısı yaparak uyuşturup sistemin devamını sağlıyorlar sadece sanırım.
fakat düşmek çok normal birşey. kendi kendine de kalkman çok normal. sadece zaman gerekiyor sanırım. kendi dışındaki sebepler bir şekilde seni tuhaf durumlara sokuyor bilibilek. bir de ağır birşeyler geçirenler bir şekilde bu durumu atlattıktan sonra tekrar (tamamıyle aynı olmasa da) yaşıyorlar ve hatta daha ağırını yaşıyorlar. neden yaşıyorlar diyorsam yaşıyorum ya da yaşıyoruz. her düşüşde bundan daha kötüsü olamaz diyorsun ama daha kötüsünün olabileceğini de bir dahakinde görüyorsun. ama kötü değil bu durumları yaşamak. olgunlaşma diyor sanırım insanlar ya da çok ağır durumlar sonrası herşeyi yeniden tanımlayıp tekrar başlamak çok tatlı ve de hoş. çok daha güçlü ve kuvvetli çıkıyorsun durumdan.
ama ilaç çözüm değil hatta batağı derinleştiriyor.
kazancakis’ten
“When everything goes wrong, what a joy to test your soul and see if it has endurance and courage! An invisible and all-powerful enemy-some call him God, others the Devil, seems to rush upon us to destroy us; but we are not destroyed.”
genelleme yapmak ne kadar doğru bilmiyorum.Depresyondan çıktıktan bir süre sonra doaha önce ne kadar acı çektiğini, niye depresyona girdiğini hiç hatırlamıyorsun. halbuki ölüyordun az önce, hani yüreğin patlıyordu..
Depresyondayım galiba yorum yapmakta zorlanıyorum. inşallah atlatırsın. (benim icinde du a et! yoksa duamı geri alırım)
ben pes etmiyorum ama bazı şeyler bazı insanları daha çok etkiliyor.Başkaldırmak en doğrusu ama bazen onu bile yapamaz hale geliyor insan.Ben bunu demek istedim,yoksa sal kendini demedim bilbilekçim.Ama senin benden daha dayanıklı olduğun belli.Kimse kimsenin ne yaşadığını da bilmiyor tabii.Yüzeysel bi anlamda,ama buralara kadar çene yarıştırmak ta bi başkaldırı sayılabilir,öyle mi?
“Yüzeysel bi anlamda,ama buralara kadar çene yarıştırmak ta bi başkaldırı sayılabilir,öyle mi? ”
yapılabilceklerin belki 1½ i olabilir. kurtulmak icin inanılmaz gayret gerekiyor. inanılmaz bir istek. benim doktor ilk basta baba bilgisayarı bırak dedi. şimdi ben ne yapacam onu dusunuyorum.
senin dr.un söylediğini benim annem 1 yıl önce söyledi, bende evden kaldırdım bilgisayarı. çünkü zaten işimde zaten yaklaşık 10 saat kadar bilgisayar kullanıyorum… annem haklıydı! ha artık depresyona girmiyor muyum? giriyorum elbet! çünkü hayatın içindesin, çünkü ister istemez strese bulaşıyorsun, çünkü insanlar senin gözünle bakmıyorlar hayata ve kırıyorlar, kırılıyorsun, çünkü rekabet ettiğin şeylerin sayısı hergün daha da artıyor, çünkü, çünkü, çünkü….
bütün bunlar tek tekken önemsemiyorsun, biriktiriyorsun farkında olmadan! ama bir an geliyor seni alt üst ediyorlar, bi anda hemde! bakıyorsunki hepberaber kolkola girmişler geliyorlar üstüne! gelmeyenleride kendin ekliyorsun onlara.. e hepsi geliyor ya, bu da kesin geliyordur diyorsun, a aaa! kocaman bir halay ekibi kurmuş bizim sorunlar üstünde tepiniyorlar! sonra çalgıcılar susuyor, halay ekibi dağılıyor sen biraz sersemliyorsun belki, hatta belki kulakların uğulduyor gürültülerinden ama geçti işte.. dönüp gülümsüyorsun tekrar hayata, tabii hayatta sana! belki sinsice gülümsüyor o biraz, ama olsun bir süreliğine de olsa gülümsüyor!
bu durumda da bilgisayar işin sadece ayrıntısı olarak kalıyor :))) tabii doktorun daha iyi bilir!
sanırım havalar…kötü hissediyorum kendimi;eksikliğini duyduğum bir şeyler var…ama nedir bilemiyorum?hala aramaktayım,zaten “beni bu havalar mahvetti.”
evet büyüyorsun..
sevinmelimi buna..
biz büyümekten sıklıdık..
büyük olmaktan..
ne güzel hayatla dalga geçiyordun..
dğerlisin bizim için..hemde çok..
sanırım reel de görüşmeye gerek yok bu derece sevilmek için..
belkide şu depresyonda olmanın bize bi faydası olabilir..:))
dilin tutulabilir mesela..:))
yada parmakların..
Allahım bu günlerİ ve bu haftaları dünya HÜSREV in çenesinden kurtulma günü olarak ilan edebiliriz..:)))
kızma bana..burda da beni buldun ve iğneledin diye..
sen değerlisin..hangi kuyuda olursan ol elimiz ve duamız uzanır sana..
ha bide depresyondan çıkarmak çin seni everelim ne dersin…)))
sen okey de yeterki…
Güley ayvamız ağlayan narımız
burdada mı buldun bizi:)
oynamıyorum ben yaa
gizli bir günlük bulmam lazım.
Naftalin annene bişi söle yaa bunalım takılıyorum diye zorla evlendirecek beni..
yaa 5 senedir bilgisayar kullanıyorum, ancak bu sene baslarında boylesi bir mezih bir ortam buldum. Şimdi bunlardan vazmı gececem. :((
Bu arada tespitin guzelmiş.
Bir de soruyorsun nereye gideyim,
iki yol var demiştin hangisini seçeyim,
korkma bebeğim hepsinin sonu aynı,
[gözyaşları bebeğim hepsinin sonu aynı, birinin eksiği birinin fazlası]
çok yukarlarda birimi bunları yaptı,
bir den bire boşalan yolların ortasındayım,
hedefler hep çok çok kolay olmuştu,
nereye !
nereye !
nereye gideyim!..
Başı Rahmet Ortası Mağfiret Sonu Günahlardan Arınma Olarak Tanımlanan Şehri Ramazan Necatınıza Vesile Olsun İnşallah.
ser- hus’un yazıları neden hortluyor. zaten kolici katile yorum yapmamasından kuşkulanmıştım.kestane kebap acele cevap.
bende anlamış değilim.Altı sene evvelki yazdıklarım bunlar unutmuştum bile, bu arada başım büyük belada olduğundan buralara uğrayamadım ama sanırım buralarda da başım belada, olay nedir ben de bilmiyorum, gercekten neden tutuyorlar beni?kolici katilin akrabaları bunlar yorum yapmayayım diye etrafımı sarıyorlar.